29 Aralık 2008 Pazartesi

GAZZE !



Bir kötülük gördüğünüzde elinizle, gücünüz yetmezse dilinizle düzeltin,
ona da gücünüz yetmezse kalbinizle buğzedin
Hadîs-i Şerîf


dilimle düzeltemesem de sanırım buğzedebiliyorum. Allah hidayet etsin, etmediklerine belâlarını versin diyorum. lafı uzatmaya da gerek yok.
okuyanlardan bu şekilde dua ve/veya beddua etmesini rica etsem çok şey istemiş olmam di mi?

23 Aralık 2008 Salı

"ve" ve virgül

ey blogumu okuyan sevgili insanlar! özellikle sevgili ablalarım!

ehm. böyle bi konuşma çeşidine sahip diyilim. normal konuşayım. (:

şimdi bence "ve" den önce gayet de virgül olabilir. çünkü biz noktalama işaretlerini konuşmanın şekli, hitabeti anlaşılsın diye kullanmıyo muyuz?.. peki virgülü niye kullanıyoruz? konuşmanın yapısını anlatmak için kullanıyosak duraklama için kullanıyoruz dimi? o zaman insanların neden "ve" demeden önce duraklama hakkı yok? kim demiş?

ya örnek vercektim de böyle görenin ne süper adam ne güzel cümle kurdu diyceği bi cümle bulamadım o yüzden vazgeçtim. siz söyledim sayın bence... telafi olarak Ken'an Rıfâî hazretlerinden bi beyit söyliyeyim konuyla alakasız bi şekilde:

Halin neyse, müşteri; sen oldun o hâle .
Noksanı meğer, Adl-i İlahi’de mi sandın?

blog

blog ne güzelmiş ya. istediğim gibi efeleniyorum ve sorun çıkmıyo :)
istediğimi yazarım di mi sana ne? :)

16 Aralık 2008 Salı

ayakkabı


ayakkabının bu kadar güzel bişiyin simgesi olabiliceği aklıma gelmezdi hakkaten. adam ayakkabısını fırlattı ya. hakkaten çok espritüel.
bushu fırat yaptı resmen adam :) annenin ayağındaki terliği çıkartıp fırlatması gibi çıkardı ayakkabıyı fırlattı. ne güzel. seviyorum o adamı. suikast falan diyil. çok güzel bence. sadece sevilmediğini belli etti busha.

cümle kuramadım ama sadece o adamı çok sevdiğimi söylemek istedim. söylemem lazımdı.
yazmasam olmazdı...

15 Aralık 2008 Pazartesi

nutk-u şerîf

Hak sûretidir âlem-i imkân ile Âdem
Bundan güzeli nerede ki, cennette mi sandın?

Her yer ne güzel menba-i hüsn .
İnsan güzeli; sen de bu cemâli, hûri gılmanda mı sandın?

Her yerde, fakat arifin kalbindedir Allah .
Yoksa sen onu arz-u semavatta mı sandın?

Dünya diyerek geçme sakın, buradadır herşey.
Mizan-u sıratı, mutlaka orda mı sandın?

Cennetü düzah, gammü sürur, zulmet ile nur ;
yaptıklarının gölgesi, hariçte mi sandın?

Bilgin sana kıymet, talebin neyse, o’sun sen;
İnsanlığı; sade yiyip içmekte mi sandın?

Halin neyse, müşteri sen oldun o hâle .
Noksanı meğer, Adl-i İlahi’de mi sandın?

Fikrim bu benim, virdim ise her lahzâda “âh!”
Sen âh-ı ateş sûzumu, beyhûde mi sandın?

Yeniler her âh ile Ken'ân, Ahd-i Elest’i
Âhım acaba nefha-i habide mi sandın?

Ken'an Rıfâî Hazretleri

14 Aralık 2008 Pazar

üç nokta (...)

şimdi önce bi öntanım verelim. üç nokta (...): bitirilmemiş cümlelerden sonra, devam eden örnekleri belirtmek için, kullanılmak istenmeyen kelime veya harflerin yerine, uzun bi yazının ortasından yapılan bi alıntının başına ve sonuna, ve* son olarak suskunluk yerine konur.
çok gereksiz bi önbilgiydi. evet. hatta konumuzla nerdeyse hiç alakası yok.

neyse. şimdi biz bu üç noktayı (...) (-lan tamam biliyoruz üç noktanın ne olduğunu)(-evet abi. haklısın) bazen cümlelerin sonuna etkileyici olsun diye koyuyoruz. galba "suskunluk" çeşidiyle kullanıyoruz. "bunu diyorum ve susuyorum" dercesine... şimdi buraya kadar problem yok gibi. ama ya bunu soru cümlesinden sonra kullanmak istersek? mesela:

"şimdi o çocuk; ne yapacaktı?... "

şimdi arkadaşlar soru işaretinin altında kendi noktası var. bi de yanına üç nokta ekle. noldu? dört nokta. öyle bi işaretimiz yok arkadaşlar. yani kısaca demem odur ki soru işaretinden sonra üç nokta değil, iki nokta kullanılsın, toplamda üç nokta olsun. o kadar. normal cümleden sonra üç nokta kullandıysak noktayla beraber dört nokta mı olcak? sinirlendim ya... yarım saattir bunun için debeleniyorum işte.

*: evet virgülden sonra "ve" olmaz veya "ve"den önce virgül olmaz. biliyorum. ama bunu başka zaman açıklıycam. kendi dil bilgisi kurallarımı geliştiriyorum lan!

özgüven

ya ben çok özgüvensizim. kendimi de beyeniyorum aynı zamanda. çok saçma. sürekli yazıların sonunda okumadıysanız çok normal, kötü yazıyorum zaten falan... belki siz aslında öyle bişi düşünmiceksiniz ama ben sokuyorum aklınıza dimi?.. * bi de biyandan hakkaten kendimi beyenmiş bi insanım. şaka yapıyoken "ne süperim ya" falan diye; hakketen iyi geliyo bi yandan...

tevazu yapmaya çalışıp yapamıyo muyum acaba?.. *


*: üstteki postu okuyun. ( hahahaha! dizi mantığını oturttum. böyle böyle bütün postlarımı okutucam! :P )

harf

büyük harf sevmiyorum ben. sevimsiz geliyo. o yüzden hep cümle başlarında küçük harfle başlıyorum. evet, bunu özellikle yapıyorum. ben de bilmiyodum. eski telefonum cümle başlarını büyük harfle başlatmıyodu, mesaj çekerken herşey küçük oluyodu ben büyük harf istemezsem.
sonra yeni telefon geldi. ilk harfleri büyük yapmaya başladı. kimse alışamadı o mesajlara... ben de her nokta-boşluktan sonra harfi yazıp sonra aşağı tuşuna basmak zorunda kaldım. bu nasıl bi eziyet bilir misiniz a dostlar?

neyse. bazen bahsettiğim şey büyük bişey oluyo. o zaman büyük harfle başlamak zorunda hissediyorum kendimi. büyük olduğunu düşünmediğim bişeyden veya birinden bahsediyosam büyük harf kullanmam. hepsini büyük yazarsam o ayrı tabi.

bi de bağırmak istersem büyük harf kullanıyorum. ama yeterli diyil harf boyutları. ben çok bağırcak bi insan diyilimdir heralde. az bağırmak istiyorum. orta harf olsun bi de. hatta bi de daha küçük harf olsun. bazen de sessiz konuşmak istiyebilirim. dimi?...

buraya kadar okuduysanız size saygı duyuyorum...
okumadıysanız da saygı gösteriyorum, çok normal...

merebalar

merabalar... blog yaptım. adını koyuyesil koydum. tema konusunda kararsız kaldım mavi-yeşil mi yoksa kahverengi-yeşil mi yapsam diye ama mavi-yeşilde karar kıldım. çünkü kahverengi bi garip durdu. bi de en arka plan maviye kaçtığı için yakışmadı da. (hangi seçenekten rengin değiştiğini de bulamadım)(bi de en altta yazının bilgilerini beyaz içinde gösteriyo. nasıl değiştircem?) o yüzden maviyle yeşil arasında olup yeşile daha çok kayan bi blogum oldu. daha yazmayı bilmiyorum. galiba bu yazı çok sıkıcı olcak. zaten kimse de okumıycak muhtemelen.

ama okunması için arada enterlara basmak lazım dimi?... (mi ayrı yazılır biliyorum ama bu daha sempatik bence) böyle yazınca çok büyük bi yığın olup göz yorucak. yazıyı bölüm bölüm yapmak daha iyi sanki?... evet öyle yapayım. e peki madem. görüşürüz...


aşşağıda da "bu kayda yönelik etiketler:" var. altında da "ör. scooter'lar, tatil, sonbahar" yazıyo. scooterla ilgili bişiy yazmam gerekiyomuş gibi hissettim. evet. scooter güzeldir. cincır (ginger diye yazılıyo olabilir) de güzeldir ama bush düştü. dünyanın en süpersonik ülkesinin en birinci şampiyon başkanı bile düştüyse üstünden; bizim gibi avam ne yapsın değil mi a dostlar?...