25 Şubat 2009 Çarşamba

herkese açık bi yere niye itiraflarını yazarsın ki?...

konuşma konusunda sıkıntı çekiyorum... yanlış anlaşılıcam veya söylemek istediğim tamamen doğru anlaşılıp rahatsız edici olucak diye korkup konuşamıyorum. çok geveze olduğuma bakmıyın siz, söylemek istediklerimin çoğunu söyliyemiyorum ben. birsürü gereksiz konuşmam da; söylemek istediklerim çok fazla dikkat çekmesin diyedir belki. belki de diyildir. belki şu an da gereksiz bi konuşma yapıyorumdur, bilmiyorum.
ama kendim gibi olmamak gerçekten çok şey kaybettiriyo bana. kendim gibi olmaya olmaya, kendimi kaybediyorum...

18 Şubat 2009 Çarşamba

zor oyun

dünyanın en zor oyunuymuş, öyle diyolar. dünya üzerinde sadece 3 kişinin bitirdiğini iddaa ediyolar... buyrun deniyin bakalım...

http://www.akilvezeka.com/haber_detay.asp?haberID=712

16 Şubat 2009 Pazartesi

görmemişlik

bilgisayarım düzeldi sonunda. eniştem saolsun; baya iyi bi donanımla gelmişti zaten de, ben farklı bi xp kurıyım derken becerememiştim, 2 gb ram ve amdx2li bilgisayar hiç program çalışmıyoken %50yle çalışıyodu, winamp açınca yüzde 70lere çıkıp, yanında bi de firefoxla msn varsa98-100 arası gidip gelip, tin tin çalışıyodu. sonra yetti tabi, format atıp normal, adam gibi xp kurdum. program çalışmıyoken yüzde 3ü görmüyorum.
sınırlarımı(veya bilgisayarın sınırlarını) ne kadar zorlayabilirim dedim ve bi deneme yaptım. bulabildiğim (e yeni kurdum, bu kadar anca) programların hepsini açtım ve performans : %99. %100 olmadı lan. ve yavasladığını da hissetmiyorum. vay be dedim kendi kendime. amma teknolojik şeyler varmış dünyada. bundan sonra oyun oynarken diğer oyundan çıkmıycam. birini pause yapıp öbürüne geççem. save derdine son. enişteme de teşekkürler tabi. (bu arada hala açık o programlar altta. :D)


büyük hağlini açmak için tıklıynız. yazıya diyil, resme.



bi de az önce 4 tane farklı playerda 4 tane farklı dizi açtım, hepsi de güzel güzel çalıştı. sesler karıştı ama, öğrenicez artık. teknoloji böyle bişiy. alışmak lazım hepsini aynı anda izlemeye. yoksa ezik derler di mi?...


14 Şubat 2009 Cumartesi

saplar günü


bu gün sevgililer günü değil, saplar günüdür. iddaa ediyorum bunu.
şimdi "önemli olan sevgiyi bi gün diyil; her gün göstermek" falan demiycem. hatta bu söze gıcık oluyorum. bunu bi de anneler günü, babalar günü, öğretmenler günü falan hakkında söylüyolar, daha da gıcık oluyorum. tabi ki her gün seviceksin ama her gün göstermeye gerek yok ki. "tamam zaten ben öyle demiyorum ben sevceksin diye söylüyorum. ama sonuçta bu günler gereksiz" diyen olursa ona da katılmıyorum . çünkü annemi her gün seviyorum ama her gün bi annem olduğunun bilincinde olmuyorum. anneler günü olunca "annem var çok şükür" dedirtiyo bana.

ama aynı mantığı sevgililer gününe uyguladığımızda olmuyo. çünkü bi insanın sevgilisi varsa her zaman sevgilisi olduğunun bilincinde olur. insan sevgilisinin olduğunu unutmaz ki, hep hatırlayıp sevinir. çünkü ekstrem bi durum. (ekstrem ne be? türkçe konuş: normalden farklı bi durum) böyle özel günlerin insana bişeyi hatırlatması lazım. ne gibi? mesela sap olduğu gibi... birsürü arkadaşı olan ve sevgilisi olsa arkadaşlarıyla bu kadar mutlu olamıycağnı, eylenemiyceğni düşünen insan için saplar günü mutlu bi gündür. veya arkadaşı yoksa adamın, hiç seveni yoksa, saplar günü hüzünlü bi gündür sap olduğunu hatırlattığı için. ben gayet mutlu bi saplar günü geçirdim ve çok da mutluyum galba sap olduğum için.

teşekkürler benim sap olmayı mutluluk adletmemi sağlayan canım canım arkadaşlarım, çok seviyorum sizi ben.

(bu arada az önceki kapanış hoş oldu. ama her zamanki gibi kapanıştan sonra konuşuyorum. başka bi yönden ele alırsak aziz valentinden geliyo sevgililer günü. aziz valentin eğer azizse rahip olması lazım diye biliyorum. yanlış biliyo da olabilirim. ve rahiplerin bekar kalması lazım. yani sevgililer günü sevgilisi olmayan bi insandan doğmuş. (sap denmez azize, ayıp.) yani saplar günü olması daha mantıklı deyil mi a dostlar?... neyse. şimdi siz bu cümleden sonra az önceki kapanış cümlesini bi daha okuyun da öyle kapanmış olsun. hatta siz zahmet etmesseniz yukarda bulmaya diye ben bi daha yazayım:


teşekkürler benim sap olmayı mutluluk adletmemi sağlayan canım canım arkadaşlarım, çok seviyorum sizi ben. )

8 Şubat 2009 Pazar

geldim.

geldim arkadaşlar tekrardan. eniştem sağolsun bilgisayarımı yaptırdı. epey de güçlü bişiy oldu. kurarken bitakım driverları unutup sesle alakalı problemler yaşayıp, ingilizce olmasından dolayı bazı yerlerde türkçe karakter sorunu çeksem de; gayet memnunum bilgisayarımdan. müzik felen dinliyebiliyorum odamda tekrar. veya aksamliyin eve geç kalıcam derdi olmadan geyik yapabiliyorum. güzel bişiy insanın evinde bilgisayarının olması. değerini bilin yani. insan olmıyınca anlıyo :) neyse ben artık yine aklıma estikçe yazı yazarım. görüşürüz daha sonra..

nerden aklıma geldi bilmiyorum ama yılllaar yıllar önce (len en fazla ne kadar eski olabilir ki? zaten hayatın 16 yıl..) olacak o kadardaki o kadının(oya başardı galba) kapatırken söylediği "beni özleyin anacııığm" geldi aklıma. cidden söylemek istedim bunu. özlenmek istiyorum galba.

bu arada olacak o kadar dedim de levent kırca üsküdar belediye baskanı adayıymış. komik lan. o eskiden siyasetçi taklidi falan yapardı.. "herşey taklitle başlar" demişler. güzel de demişler di mi...